7 Ekim 2011 Cuma

En/gebe Şiir

Bu arsız coğrafyada bir ben varım sesine esmerlik düşen
bekler gibi dururken her yolcu
nedense üşümüş gibi birazda
sanki sımsıcak sarılmayı unutmuş giysilerim
garın uzun bekleme yolunun tavanında ışık sıraları ve
kenti bir uçtan öbür uca yürümek düşüyle sarmaşdolaş
ve korkuyla sürmelenmiş gözlerim tedirgin bezgin
dilimde tek bir söz eskimemiş:her daim

Tanrı hayatta olup buna şahit olabilseydi
akşamı getirebilseydi avuçlarıma ansızın
hatırlatsaydı her erkeğin kaybedecek kadını olması gerektiğini..

Bu çağda savaşları kaybedecek kadını olmayanlar kazanır
böyle diyorlar fısıldarcasına ve mülteci bir sis iniyor dağdan kente
örtüsünde rengine ibadet eden kent resimleri
atlaslardan taşan mavilikle elele
ve diyorlar ki bir başka çağ gelmeyecek en/gebe kıyılarına şehrinin
mavinin dokunduğu her yer delik-deşik neden
buna bir çare düşünmeli tarih denilen bilici..

Beklenip anlatılsın yolculara küllenmeden cesedim
-geçmişi elinden alınanın geleceği de elinden alınmalı rüyası
istasyonunda kent meydanında şehrin
ve tamamen kemirmeden beynimi bu onarılmaz ur
anlatılsın, anlatılacak ne varsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder