17 Eylül 2011 Cumartesi

Islık Cinayeti

İllegal ses alışverişi yapan iki sevgili gibi
birlikte tutuklanırken
birinin krallığına ıslık cinayeti çökedursun
ötekininse polis, siyah saçlarına giriş vizesini
çoktan almış cop darbesiyle!
 

Biri yeryüzü ile yüzüm arasında duruyor
sesi düşüp kırılsa diyorum
sorgusunda kokuşmuş bir gök haritası çıksa
haritada yeryüzü karalanmış
sorguda yüzüm karalanmış..
 

Tanığı yok cinayetin!


Sesimin sorgusu bitince balistiğe gönderilecek
balistik raporunda ararım önce kendimi
üzerime ıslık dökülmüş, sanki yanmışım..
 

Cinnet öykülerinden çıkarın artık bizi
masum yerlerimize dokunun
yıllardır kavgasını verdiğimiz
şiirdeki kavga tadına bulaşırken ellerimiz
potansiyel bir aksesuardı yalnızlığımız..


Yalnızken biz ilk sorgumuzda
mutluluğa intihar müsaitti
ve zirvesine kar değil
durup baş eğmesi bıraktık
küskün bulutlar gibi..

 
İlk sorgumda
sesindeki uğultuya kapılıp
ıslık cinayetlerimden birini anlattım
tempo verirken hayata üniforma!
 

Resmi geçitte takılan
şiddetli gereksinim kapımı çalar çalmaz
özel kuryelerin çantalarında
tedirgin baykuş sesleriyle doluydu gece
yalnızlığın yemin töreninde
olağanüstü hal ilan eden
erken gelişmiş, solukla okşanan
çekici bir katil gibi
bıçak kadar serin
annemin yüreğini yedim
sinirliydim
her teknenin adı olur da
sevişmenin tadı olmaz diye
 

Yalnızlığın kıyısındaki evde
çok sayıda ağaçken biz
tek bir rüzgara boyun eğdik..

 
Annemin
kızılderili hüznünü sıyırıp aşk zerk etme vaktiydi
eskimo büyüğünün ölüm yolculuğu gibi
yakası açık küfürler savurmuştu hayata
dedim ya, sinirliydim..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder