20 Eylül 2011 Salı

Saydam bir şehir tadında...

Saydam bir şehir tadında


kafası batı, yüreği doğu olan aziz boşluğum



kafam dik yürümeyeli ne çok olmuş

bu sarhoşluk ve ızdırap verici şehrin akşam serinliğine rağmen

kamuflaj etkisi yaratamıyor kırılan hevesin.

kovboyun ata bindiği o sahneden esinlenip esen rüzgara sığınırken

hangi marştı ilklerimi değiştiren ve iliklerimi donuk hayal etmeyi unutma diye

hoyratlığımı alan

kasabın hesap kabiliyeti ve deniz görmüş kaptan hikayeleri

üçbin fitte ağır gelen paraşütten sıyrılan kurtuluş birlikleri

biraz sabır sonra isyan tadı

ve bırakın mukayese etmeyi bıyıklarımın yokluğunu saçlarımın aklığıyla

bütün kapılar açık,şehirler tenha

bir incelik şişman olan aklına

su ise yolum, bütün geçişler saydam

bırak hendek atlatmayı sevdaya

iki dirhem bir çekirdekti araba sevdası

grinin akıl karşılığında takasına ortam hazırlayan

kabare birlikleri, şehir istilası ve dil kursu

ortada bir yanlışlık var

gayet yalın, gayet çıplak..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder