Saydam bir şehir tadında
kafası batı, yüreği doğu olan aziz boşluğum
kafam dik yürümeyeli ne çok olmuş
bu sarhoşluk ve ızdırap verici şehrin akşam serinliğine rağmen
kamuflaj etkisi yaratamıyor kırılan hevesin.
kovboyun ata bindiği o sahneden esinlenip esen rüzgara sığınırken
hangi marştı ilklerimi değiştiren ve iliklerimi donuk hayal etmeyi unutma diye
hoyratlığımı alan
kasabın hesap kabiliyeti ve deniz görmüş kaptan hikayeleri
üçbin fitte ağır gelen paraşütten sıyrılan kurtuluş birlikleri
biraz sabır sonra isyan tadı
ve bırakın mukayese etmeyi bıyıklarımın yokluğunu saçlarımın aklığıyla
bütün kapılar açık,şehirler tenha
bir incelik şişman olan aklına
su ise yolum, bütün geçişler saydam
bırak hendek atlatmayı sevdaya
iki dirhem bir çekirdekti araba sevdası
grinin akıl karşılığında takasına ortam hazırlayan
kabare birlikleri, şehir istilası ve dil kursu
ortada bir yanlışlık var
gayet yalın, gayet çıplak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder